top of page

Canım sen kedi misin?

Yazarın fotoğrafı: Kani Fatih TurhanKani Fatih Turhan

Güncelleme tarihi: 3 Tem 2024




Geçtiğimiz günlerde anneme göre kız kardeşim olan, evimizin ponçik sevimlisi benim 'Güzellik', annemin 'Aşkım' diye çağırdığı, fıstık yeşili gözleri, pamuk beyazı tüyleri ile mest eden kedimiz, dokuzuncu katta bir yarasayı avladı. Yarasa küçücük bir şeydi, sanırım yavru olmalı. Dokuzuncu katta kendi yolunda giderken, nereden bilsin ki bir kedi gelip onu avlayacak. Balkonda otururken böyle niyetli niyetli kestiğine çokça şahit oldum. 'Hişşt!' yapınca duruluyordu ama aklı hep oradaydı. Sonunda kafasına koyduğunu yaptı. Benim ve annemin endişesi balkondan düşme ihtimaliydi. Bu sebeple geceleri kimse yoksa balkon kapısı maalesef hep kapalı dururdu. Geçen benim de boşluğuma geliyor, annem yurtdışında olunca, kimsenin yokluğundan istifade, bizimki balkonda bitivermiş.. 


 Ondan önce Minnoş vardı. Simsiyah, asalet. Dosta sevgi, düşmana korku :) Ben çocuktum onu eve getirdiğimde. 16 yıl birlikte ömür geçirdik onunla. O zamana kadar kedilere antipatik olan annem bir anda huy değiştirdi. 'Minnoş'tan sonra artık eve hayvan almayalım' dedim ama kime dersin. Annem bu eski sokak güzeli, şimdi evin prensesi, yavruyu getirdi işte. Bu arkadaşımız 7 yaşında. 22 yıldırdır aralıksız kedi olan bir evimiz var. Arada karga, güvercin, papağan, kaplumbağ, köpek gibi hayvalarda besledik, iyileştirdik. Hepsi de sokak hayvanıydı. Genelde bir sorunu vardı. Ya gözü kör, ya kanadı kırık vb.. En iyi haldeki yavruydu. Kedilerin ikisi de yavruyken geldi. ‘Çiçekler koparılmaz, koklanır’ diyerek çocuk yetiştiren bir annenin evine bu kadar çeşit hayvan uğraması gayet normal olmalı. Hepsinin içinde en ilginç bulduğum tür kedilerdir. O kadar kendilerine has karakterleri var ki, istediklerini bir şekilde olduruyorlar. Asla tatmin olmuyorlar. Garanticiler. Kanmıyorlarda. Zeki diyeceğim ama Güzellik mesela Minnoş’a göre biraz salak gibi. :)) Aslında 'daha vahşi' doğru bir tanımlama olur. Güzellik, biraz kendisini kurnaz sanan tiplerden. Minnoş, öyle değildi. Anlardı, bir düşünür, bir bilge gibiydi. O çok garipti ya. Neyse, belki de biz sevdiğimiz için çok yumuşak geliyoruz onlara bilemiyorum. Bildiğim, evde bir efendi varsa, o da artık bu ponçik dostumuz. Evin sahibi biz değil, O. Yani mülk kedinin, vergisi bizim. :)) Ha o da böcek, sinek avlayarak destek oluyor ama kira niyetine değil, oyun olsun diye. Arkasını temizlemek yine bizim işimiz.


Bazen düşünüyorum kısırlaştırmak, yalnız bırakmak, hapsetmek psikolojik işkence değil mi diye ama sokakta olsa birinin motoruna, arabasına denk gelebilir, köpek tarafından boğulabilir (tıpkı onun yarasaya yaptığı gibi), en iyi ihtimal başka kediler hırpalayabilirler. Aç kalmaz eminim, lakin bizdeki gibi uzun yaşar mı orası da var. Dikkatimi çeken bir konu, kediler sokakta eskort gibi davranıyorlar. Evde yanına yaklaşamazsın, o istemezse hayatta dokunamazsın ama sokakta istediğini yap. Menfaati için sana sevgiyi dibine kadar hissettiriyorlar. 


Şehrin sokak hayvanları, tıpkı zengin doğmayan insanlar gibiler. Çabalamadan tokluk yok, risk çok, sevgi yok, hastalık çok. İstemeden hata ile büyük felaketlere neden olabilirler, onca iyi iş yaparlar ama kimse görmez. Sadece özgürce aşk yaşayabiliyor bir kısmı o kadar. Yavrulamak büyük nimet. Onların doğası sokaklar değil. Şehirli zenginlerin hevesle alıp sokağa attığı canlar bir çoğu. Sonra orada doğanlar ayrı. Kesinlikle sokak onların yeri değil bunu net biliyorum.


Ben memur,  beyaz veya mavi yaka farketmez ücretli çalışan olmayı karakterime hiç oturtamadım. Uyumsuz değilim, özgürlükçüyüm. Bağımsızlık var ruhumda. Başkasının saçma fikrine sırf para alacağım diye 'evet' diyecek biri değilim. Aç kalırım ama doğrumdan şaşmam. Üzerimde birilerinin tepinmesini de pek kabul edemiyorum. Disiplinliyimdir, o ayrı. X şirket bayrağının kuralları değil, kişisel prensipler öndedir benim için. Kediler gibiyimdir bu anlamda. Tabii bizim kedi benden daha özgür. Çünkü, hep çalışmak zorunda olan benim. Ben, daha çok sokaktaki kediyim.


İnsanların hayvanları çocuk gibi görmelerini anlıyorum. Muhtemelen benim çocuğuma bakışımda aynı olacaktı. Yiyor, içiyor, yatıyor. Korumama muhtaç. Sorumluluktan başka getirisi yok. Sevgi, canı isterse var. :) Sanırım bu yüzden hep evlilikten kaçtım. Yani çocuk şart değil ama bir yerde iş oraya gidiyor sanki..


Eğer uğruna savaşmaya değer gördüğüm kadını kazayla ikna etmeyi başarabilmiş olsaydım, bugün muhtemelen bir beyaz yakalıydım. (buradaki ufak ironi; uğruna savaştığım da ikna etmeye çalıştığım kişi. Daha yolun başında sevdiğini düşmanlaştırıyorsun ama neyse..) . Sanırım şimdi, aldığım son model arabanın taksidini ödüyordum. Ya da başka şeyler vardı. Üç proje batırıp, yüzbinlerce lirayı çöpe atıp hedeflerimin, hayallerimin peşinden gitmeyecektim. İşimle aşk yaşayamacaktım. Belki o evde esir olacaktım. Ama dediğim gibi sokaklar hep sıkıntı, hep sıkıntı.. Tek getirisi, özgürce aşk. Projelerimin başarısını da çocuklarım sayarsak ala.. Ben de aslında buralara ait değilim. Beni de buraya getiren görgüsüz, eğitimsiz, ‘zengin’ politikacılar. Belki doğru eğitimle, biraz liyakatla, adil bir ülkeyle, özgürce kimseye bağlı olmadan ayakta durabilir miydim? Kesinlikle; 'evet'. Benim için çalışan efendilerim (patronlarım) olabilirdi.


Gördüğünüz gibi aslında onlardan hiçte farklı yaşamıyoruz. Sanırım insanları hayvanlardan ayıran en önemli özellik; yok edebilecekken yaşatma ve koruma seçeneğine sahip olması. Bir kedi, sen öldüğünde cesedini aç kaldığı an yiyebilir ama sen aynı durumda; açlıktan ölmeyi göze alacak kadar durabilirsen, insan olabiliyorsun. Yoksa hepimiz evrenimizde bir bütünün parçasıyız.


Konuyu robot hayvanlara da bağlardım ama bence bu içerik pek uygun olmayacaktır. :) Eğer sen de bir kediysen, şimdi sokaklardaki kardeşine hemen bir kap su koy! Sadece kedisi yok, köpeği var, kargası, leyleği var, kirpisi var, yarasası var, tavşanı var.. :) <3


Sizi, evde beslediğimiz, yolculuğumuzda bize eşlik eden dostlarımızın bir kaçıyla başbaşa bırakayım. Benim özel çocukluk ve aile resimlerimin de olduğu bu mini albümü çocuk ve doğa ilişkisine örnek olması için paylaşıyorum.




Son Yazılar

Hepsini Gör

Commenti


bottom of page